Notice: Trying to get property 'alias' of non-object in /home/sites/9a/5/58297d2e7c/public_html/components/com_k2/router.php on line 292
Depresyon Danışmanlığı - Bursa Psikolog & Psikoterapist - Hannan Duzen
Bu sayfayı yazdır
Depresyon Danışmanlığı

Depresyon Danışmanlığı

Hepimiz zaman zaman bir kasvet ve olumsuzluk duygusuna kapılabiliriz, ama genellikle kısa süre içinde bu durumdan çıkar ve normal hayatımıza devam ederiz. Gündelik hayatta böyle iniş ve çıkışların olması normaldir. Ama herkes bunu bu şekilde yaşamaz. Bazı insanlar tıkanıp kalırlar ve üzüntü ve kendine kızma havasından çıkmanın yolunu bulamazlar. Kendilerini çaresiz ve toplumun geri kalanından kopuk hissettikleri, pasif bir durumda kalırlar ve arkadaşları ve aileleri de onları bu durumdan çıkarmayı başaramazlar. Ama içlerinde yeterli enerji ya da öfke bulabilirlerse ve bir gündelik rutinin güvenliğini sürdürebilirlerse, kapının kilidini açacak anahtara ulaşabilirler. Öfke; eylem, seçenekler ve değişim getirir.

Reaktif depresyon

Bazı yazarlar, klinik depresyon ve reaktif depresyon şeklinde bir ayrım yaparlar. Reaktif depresyon, uyum sağlanması zorunlu olan olumsuz bir olaya, genellikle ciddi bir kayba verilen karşılığı ifade eder. Bu, kayıp bir bisikletin çalınmasından yakın bir dostun ya da bir aile bireyinin ölümüne kadar çok farklı derecelerde ortaya çıkabilir. Bununla başa çıkmanın sağlıklı yolu, olumsuz duyguları aktif bir şekilde yaşamaktır; böylece yas tutma sürecinde bu duyguları ele almak mümkün olabilir.

Yas tutma sürecinde en çok görülen duygular, üzüntü ya da keder, öfke ve suçluluktur. Herkes bu duyguların tümünü yaşamaz ve kayba gösterilen tepkiler her zaman bu kadar açık ve dolambaçsız değildir. Çoğu zaman yas tutan kişi karışık duygular yaşar. Rahatlama da bu duygulardan biri olabilir ve bu durumda suçluluk ön plana çıkacaktır. Kişi gerçekten aktif ve kendisini tamamen vererek yas tutarsa, yavaş yavaş bu acınası ve karanlık ruh halinden çıkacak ve gözyaşlarına boğulmaksızın kaybı hakkında düşünebilecek ve konuşabilecek hale gelecektir. Bu süreç zaman alır ve bir zaman sınırlaması yoktur.

Yas tutmayı reddeden ya da başaramayan kişiler melankolik bir depresyona saplanıp kalabilirler ve ruh hallerinde bir iyileşme hissetmezler. Bunun nedeni, bu kişilerin yas sürecinde etkili olan ve kendilerini zorlayan güçlü duygulardan korkmaları, hemen işlerine dönüp tamamen normale döndüklerini iddia etmeleri ya da kayba karşı süreci karmaşıklaştıran çelişkili bir tutum sergilemeleri olabilir. Bazı kişiler ağlamaktan utanabilirler. Bazen çocukların ağlamasına izin verilmez ve onlardan ne olursa olsun neşeli ve iyimser olmaları istenir. Bazen, beklenmedik bir ölüm söz konusu olduğunda, bir soruşturma ya da dava açılabilir, ölen kişinin cesedi uzun bir süre bulunamayabilir ya da gömülmeden bekletilebilir ve bu durum cenaze törenini ve ruhsal denge duygusunun yeniden sağlanmasını geciktirebilir. Bu tür durumlar insanların depresyon durumunda takılıp kalmalarına ve aktif bir şekilde yas tutamamalarına yol açabilir. Bu durumda, duyguları biraz gevşetmek için doktor gözetiminde antidepresan kullanımı seçeneği değerlendirilmelidir. Konuşma terapisi de buna eşlik ederse, dengeli bir ruh haline geri dönülmesini sağlayacak olan uygun aktif yas süreci başlayabilir. Kaybı kabullenmenin kestirme bir yolu yoktur. Toplum ölüm için cenaze töreni yoluyla bir "geçiş ritüeli", bisiklet çalınması gibi daha az önemli kayıplar içinse, sigorta ya da polise bildirim gibi imkânlar sunar. Bunların her ikisi de reaktif depresyonla başa çıkmaya yardımcı olabilecek onarıcı süreçlerdir.

Klinik depresyon

Depresyonun diğer türü klinik depresyondur. İç kaynaklı ya da kişiliğe gömülü olarak kabul edilen bu depresyonları değiştirmek çok güçtür. Ben bu tür depresyonlarda temel sebebin, kişinin bebekliğinin çok erken devrelerinde kötü bir annelik bakımı almış olabileceğini düşünüyorum. Bu durum, çocuğun temel olarak endişeli ve kendine güvensiz olmasına, başkalarıyla nasıl ilişki kuracağını ve dış dünyayla nasıl başa çıkacağını bilememesine yol açacaktır. Aktif olmaktansa pasif olmak, dikkat çekmemeye çalışmak, dış uyarımlara kapalı olmak daha kolaydır; ama normal bir hayat yaşamanın bir yolunu bulamadığınız için, içten içe kendinizi mutsuz hissedersiniz. Ne var ki nasıl başlayacağınızı ve başlasanız bile nasıl devam edeceğinizi bilemezsiniz.

İstikrarlı ve destekleyici ailelerin bir parçası olarak büyüyen çocuklar şanslıdır. Bu çocuklar istenen ve ihtiyaçlarına memnuniyetle ve seve seve yanıt verilen çocuklardır. Bu çocukların anne babaları hazır durumda beklerler ve gerektiğinde öngörülebilir ve uygun bir şekilde yanıt verirler. Bu çocuklar evlerinden, özgüvenli bir şekilde ve döndüklerinde aynı düzeni bulabileceklerini bilerek ayrılırlar. Anneleri, babaları öldüğünde bu çocuklar, onların anısını her daim içlerinde taşıyabileceklerinden emin olacakları noktaya kadar yas tutarlar. Bu anı, güvenilir bir rehbere ihtiyaç duyduklarını hissettikleri her anda, onlara yardım etmeye ve destek olmaya devam edecektir.

Anne babalarından sıcak, sevgi dolu ve ihtiyaçlarıyla uyumlu bir ilgi alamamış ve gerçekten istenip istenmedikleri ya da istenecek kadar iyi bir çocuk olup olmadıkları konusunda derin kuşkular yaşayan çocuklar için her şey çok daha zordur. Kendi değerleri ve dünyadaki yerleri ve başka insanların onları nasıl gördüğü konusundaki kuşkuları, kaybettikleri değil, hiçbir zaman sahip olamadıkları şeyler konusunda derin bir üzüntü ve öfke yaşamalarına yol açar. Üretken bir niteliği olmayan bir öfke dış dünyaya olduğu gibi kolayca kendilerine de dönebilir ve kendine zarar verme ya da intihar şeklinde tezahür edebilir.

Klinik depresyondan çıkmak, genellikle belli bir kayıptan sonra kendini toparlamaktan daha uzun sürer. Bazı durumlarda, danışanlarıma duygularının biraz gevşemesi ve terapide bunlardan bahsedebilecek duruma gelmeleri için, bir psikiyatrist gözetiminde antidepresan kullanmalarını tavsiye edebilirim.

Freud kayıp konusunda “donmuş öfke”den bahseder. Bununla depresyonun, kişinin takılıp kaldığı, kendisini pasif ve güçsüz hissettiği ve ne yapacağına dair hiçbir fikrinin olmadığı “donmuş” bir ruh hali olmasını kasteder. Yas tutmanın önemli olmasının nedeni, ruh sağlığının düzelmesini sağlayan aktif bir süreç olmasıdır.

Eğer bir depresyon geçiriyorsanız Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.e-posta adresinden benimle temasa geçebilirsiniz. İlk adımı atmak güç olabilir ama hayatınızın gidişini tersine çevirebilirsiniz. Şaşkın ve çaresiz durumdan çıkmanızı ve daha güçlü ve daha olumlu olmanızı sağlayacak yolda ilk adımları atabilirsiniz.

Makale Değerlendirmesi
(2 oy)